Veteriner Hekimlere Sıkça Sorulan Sorular
Fethiye veteriner kliniğimize gelen soruları Patipark olarak dostlarımızın sağlığı için bir araya getirdik.
- Ağız, burun, göz, kulak veya doğal vücut boşluklarından anormal akıntı olursa
- Aşırı uyku hali gibi anormal davranışlarda
- İştah kaybı, aşırı kilo kaybı veya aşırı kilo alması, aşırı su tüketimi olduğunda
- Vücutta gelişen anormal şişkinlikler olduğunda
- Yatıp kalkarken zorlanma olursa
- Vücudun herhangi bir bölümünü sürekli yalaması ve ısırmaya çalışması olursa
- Tüylerin düzensiz, donuk ve mat olması. Deride kepeklenme ve lokal tüy dökülmesi olursa
- Açık yaralar olduğunda
- Nefeste ve ağızda kötü koku ve dişlerde aşırı tartar birikimi olduğunda
- Kabızlık veya ishal hali görüldüğünde
En doğal besinlerden biri olan süt fazla miktarda verilirse eğer kediniz sütü sindiremeyeceğinden dolayı ishal olacaktır.
Çünkü süt her kedi için sindirimi kolay bir içecek değildir. Bu nedenle kedilere süt verirken daha fazla özenli olunması ve onların bire bir oranında sulandırarak sindirebileceği ölçüde verilmesi gerekmektedir. Laktoz, süt şekeri de denilen, süte tat veren bir maddedir. Laktoz duyarlılığı insanlar ve hatta tüm memelilerde görülen bir durumdur. Sebebi vücutta laktozu sindirmeye yarayan laktaz enziminin bulunmamasıdır. Aşırı süt içilmesi durumunda sütteki laktoz yeterince sindirilemez ve kalın bağırsaklara giden laktoz, bakterilerin çoğalmasına ve bağırsak enfeksiyonlarının oluşmasına ya da bağırsaktan vücuda yayılan diğer enfeksiyonların başlamasına sebep olur. Kedinize süt verirken ölçünüz şu olmalıdır. Kedinizin 1 kg. ağırlığının karşılığında 1 gram kadar laktozu sindirmesi mümkündür. Yani 4 kiloluk bir kedi için 4 gramdan fazla süt verilmemelidir. Kedinize süt verirken verilecek süt kadar su eklemeyi unutmamalısınız. Bu sindirimi daha kolaylaştıracaktır.
Kedi ve köpekler ot yiyerek beslenen yani otçul hayvanlardan değildir. Oysa birçok kedi ve köpek sahibi kedi ve köpeğinin ot yediğini mutlaka görmüştür. Çoğu zaman köpek veya kedi ot yediği zaman kusar. Kedi ve köpekler özellikle kediler sürekli kendilerini yalar ve temizliğini bu şekilde yaparlar. Ayrıca vücutta bulunan dış parazitleri de patilerinin yanında dişleriyle uzaklaştırmaya çalışmaları da tüy yutmalarına neden olmaktadır. Yedikleri otun içerisin de bulunan selüloz sayesinde yutulan tüyler yumuşatılarak kusma yoluyla dışarı çıkarılabilmektedir. Tam ve dengeli besin alamayan kedi ve köpeklerin de ot yediği az da olsa görülmektedir. Böyle bir sorun yaşandığında besinlerine yapılan takviyeler, öğün saatlerinin ve miktarlarının ayarlanması ile bu sorunu gidermek mümkün olabilir. Köpek ve kedilerin ot yemesi gayet doğal bir davranış biçimidir. Ancak evde bulunan bazı bitkiler ve çiçekler hayvanlar için zehirli olabilir. Bu konuda çok dikkatli olunmalıdır.
Kedinizin evinizdeki eşyaları tırmalaması tamamen doğal bir durumdur. Tırmalama dolayısıyla kedilerdeki esneme hareketi, kaslarının sağlıklı kalabilmesi için gerekli olan birşeydir. Tırnak ve tendonlarının sağlığı için de mutlaka yapmaları gereken bir harekettir. Bu durum eşyalarınıza zarar veriyorsa çözüm olarak kedinize tırmalama tahtası veya benzeri bir eşya alabilirsiniz. Ancak kediler sıklıkla belirli bölgeleri tırmalamayı tercih ederler. Dolayısıyla tırmalaması için alacağınız bu eşyanın kediniz eve geldiğinde önceden bulunacağı alana konmuş olması onu seçmesi açısından faydalı olacaktır. Dayak veya ceza ile istenmeyen bölgeden uzak tutmayı denemeyin.
Koku alamayan kediler çoğu zaman yemek de yemezler. Hasta bir kedinin gücünü koruyabilmek ve iyileşmesine yardım etmek için, kedinizi beslerken, şu önerilerimizi dikkate alın:
Kedinize konserve mama verin. Kuru mamaya göre kokusu daha fazladır.
Mamayı biraz ısıtın, (fazla sıcak olmamasına özen gösterin) daha çok kokunun çıkmasını sağlayacak ve kedinizin ilgisini çekecektir.
Kedi ve köpek sahiplerinin sık karşılaştıkları bir sorundur. Genellikle diş ve diş eti hastalıklarından kaynaklanır. Bakteriler, salya, gıda artıkları birleşerek dişler üzerinde plaka (diş kiri ve tabaka) oluşturabilir. Bu oluşumlar kötü nefes kokusunun sebeplerindendir. Diş ve ağız bakımı ihmal edildiğinde diş etlerinde yangı, diş taşları ve diş çürükleri oluşabilir.
Kısırlaştırmanın kedinizin veya köpeğinizin huyuna doğrudan etkisi yoktur. Tüm yumurtalıkları alınmış olan kedinin östrogen hormonu minimuma ineceğinden bu hormonun yarattığı davranış şekilleri (asabiyet, çiftleşememeye bağlı huysuzluk, aşırı hareketlilik v.b.) ortadan kalkacaktır. Yani problemsiz bir kısırlaştırma kedinizi korktuğunuzun aksine daha sakin ve sevecen bir kedi yapacaktır. Kısırlaştırma sonrası dikkat edeceğiniz en önemli konu kedinizin kilo almaya yatkın olması gerçeğidir.
Kısırlaştırılmış hayvan genellikle çiftleşmez. Ancak çok nadir olmak üzere böbrek üstü bezlerinden salgılanan cinsiyet hormonlarının etkisiyle çiftleştikleri görülebiliyor fakat hiçbir şekilde yavrusu olmayacaktır.
Köpek veya kedinizin cinsine, bakım ve beslenme koşullarına göre değişebilmekle birlikte, genellikle çifleşme isteği 6-7 aylıkken yaşamaya başlar. Kısırlaştırma için tavsiye edilen dönem genelde 6 aydan sonrasıdır.
Aşılar da bütün ilaçlar gibi nadiren de olsa alerji yapabiliyor. Bazen aşıdan 10 – 15 dakika bazen de 1 – 2 saat sonra kızarıklık, titreme, yüz ve göz çevrelerinde ödem gibi belirtilerle kendini gösterir. Zamanında ve doğru müdahale ile kısa sürede belirtiler kaybolur.
Birçok hastalığa karşı aşılar sayesinde kedinizin veya köpeğinizin hayatını kurtarıyoruz. Düzenli ve zamanında aşı yaptırarak bu hastalıklara karşı bağışıklık kazanmaları sağlanıyor. Zamanında aşı yaptırılmazsa telafisi mümkün olmayan sağlık sorunları yaşanabilir.
Öncelikle seçtiğiniz mamanın kedi ve köpeğiniz için uygun olan diyete göre olup olmadığına dikkat edin. Genellikle yavrular, gençler ve yetişkinler olarak sınıflandırılan kuru ve yaş mamalar farklı kalori ve besin değerlerine sahiptir. Kedi veya köpeğiniz için tavsiye edilen mamanın gramaj eğrisine bakılarak vermeniz gereken miktarı belirleyebilirsiniz.
İnsanlarda olduğu kadar kedi ve köpeklerde de diş sağlığı ve bakımı oldukça önemli. Gıda kalıntıları ve bakteriler eğer temizlenmezlerse dişin üstünde kalır ve diş eti ekilmesine neden olur böyle bir durumda ise dişini kaybedebilir.
Nefesi balık veya balık ürünü yemediği halde kötü kokuyorsa veterinerinize danışmanız doğru olacaktır. Ayrıca düzenli diş kontrolü diş sağlığı için gereklidir. Bu yüzden, muayene sırasında diş kontrolü de talep etmelisiniz.